FEDERALLER kimdir?
Levent Koçarslan:
1977 Yılı’nda İstanbul’da doğdu. İstanbul Cent Koleji’nde başlayan ilk öğretimine ortaokulun son sınıfında başladığı KKTC Türk Maarif Koleji’nde devam etti. Üniversite yıllarını da KKTC’de sürdürdü. 2000 Yılı’nda Girne Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu.
Master programı için gittiği Avustralya’da kahvenin insanların yaşamında nasıl bir yer tuttuğunu görünce etkilendi ve o güne kadar dikkatini çekmeyen bu günlük yaşam kültürünün daha yakınında olmaya karar verdi. Espresso makinesinin başına ilk geçtiğinde bunu en iyi şekilde kullanmak istediğini fark etti ve bu sırada Sam Çeviköz ile tanıştı. Çalıştığı dükkanın kahve tedarikçisi olan Sam Çeviköz dükkandaki baristaları ziyaretlerinden birinde, birbirlerinin Türk olduklarını fark etmeden sohbete başladılar ve baristalığı öğrenmek istediğini dile getiren Levent Koçarslan’ın hocası Sam Çeviköz oldu.
USYD Building Design Science bölümünden 2005 Yılı’nda mezun olana dek Sydney’de barista olarak çalıştı. İstanbul’a döndüğü 2005 senesinden sonra mimarlık yaptığı yıllarda aklının bir kenarında kalan kahve tutkusu Sam Çeviköz’ün İstanbul’a geliyorum diye telefon etmesiyle yeniden canlandığında aslında yapmak istediği işin bu olduğuna karar verdi. En doğru zamanda en doğru adımı attığına inanarak Federal’e yatırım yapan Levent Koçarslan, 2016 yılının ilk ayında kuruluşundan itibaren her gün doğru kararı verdiğine daha da emin olarak Federal’in devamlılığı için ekibiyle çalışmalarına devam ediyor.
[divider height=”30″ style=”default” line=”default” themecolor=”1″]
Müşteri Yorumlar
- ankara’da via flat yaşam sokağında açılmış yeni ve yenilikçi bir kahveci. geleneksel 3. dalgalardan farklı olarak oldukça geniş bir alana sahip. mekan tasarımı gerçekten göze hitap ediyor. personel çok sevecen ve sıcak kanlı. oldukça da yardımseverler. tadlandırıcı şuruplar tamamen doğal ve sadece 7 günlük saklama ömrüne sahip. chemex denedim (guatemala) ve oldukça memnun kaldım. coldbrew’ler de gayet hoştu.
-
ankara’daki şubeleri iç mimari olarak kış gelse de şömine başında kahve içip kitap okusak dedirtiyor. ev yapımı tarzdaki pastaları da harika görünüyordu. yemek işine de gireceklerini söylediler ki o nasıl uyacak ortama bilemedim.
-
güzel konsept ama tutmayacak gibi. ankara şubesinin yeri kötü. yaşam sokağının daha az uğranan alt tarafında kalıyor. fiyatları da muadillerine göre bi tık pahalı. içi bu kadar güzel döşenmiş bir mekan bestekar gibi gerçekten sokakta bulunsa daha çok tutulurdu gibi.
-
dün adana şubesinde yüksek belli kot pantolon giyen, küt saçlı, minik burunlu bir kıza aşık olduğum kahveci. bu birini görüp aşık oldum lan galiba duygusu lisede, üniversite yıllarının başında kaldı zannederdim. kalbimin kurumadığını göstermiş olduğu için kendisine teşekkür ediyorum. kahveyi bitirdikten bir saat sonra uçağa binip şehri terkettiğimden bir daha görme ihtimalim yok zaten ama, kısa süre de olsa adana’nın ortasında, kendimi fransada şirin bir kafedeymişim gibi hissettim. mekanın da kahveler güzel, dekor güzel. sevdim ama büyük ihtimal kızın etkisi oldu bu beğenme.
-
ankara’da via flat hayat sokağının ortalarında bi yerinde olan gereksiz kahveci. çalışanlarının çok ciddi sıkıntıları var. mahalle kahvesindeymişsiniz gibi 5 dakika arayla sipariş soruyorlar. gereksiz pahalı bir de. türk kahvesine 8,5 fiyat çekip bittiği anda başka bir şey içirmeye çalışmaları da cabası.
garsonlar heralde sattıkları içecek başına komisyon alıyolar. başka açıklaması olamaz bu kadar sık sipariş istemenin 1300 lira maaşla.
-
önce digiturk’te sam çeviköz’ün hazırladığı kahve programıyla tanıdığım kahve dükkanı. ankara’daki şubesine gittim, kahveler içim olarak güzel ama çok soğuk geldi. çalışanlar çok tecrübeli değil sanırım. magnolia’ya benzeyen federal cup adlı tatlı da müthişti. yalnız üstte de dendiği gibi fiyatlar pahalı, 2 kahve bi tatlıya 45-50 tl verip çıkabilirsiniz. istanbula yolum düştüğünde galata şubesine gidicem bakalım sam çeviköz farkı hissedilecek mi 🙂