By yonetici 
Herkese merhaba! Yazmak istediğimiz gezi yazılarından biri olan Kapadokya Gezi Rehberi bugün üşenmeyip yazmış bulunuyoruz 🙂 Umarız Kapadokya bölgesine yapacağınız geziden önce sizi yeterince bilgilendirir.
Kapadokya hakkında herkesin az çok bilgisi vardır herhalde. Bu bilgilerin başında ise tabi ki de Peri Bacaları ve Balon Turları geliyor. Fakat bilmeniz lazım ki Kapadokya sadece bunlarla sınırlı bir bölge değil. 4 Mevsimde de yaşanan turist kalabalığı da bunu kanıtlar nitelikte.
Öncelikle Kapadokya, Erciyes ve Hasan Dağlarının geçmişteki volkanik püskürtmelerinden kalan kalıntılarla oluşan bölgeye verilen isimdir. Dolayısıyla günümüzde en sık yapılan hatalardan biri olarak Nevşehir ilinin Kapadokya diye bir ilçesi yok 🙂 Bugün Kapadokya bölgesinde bulunan şehirler ise Avanos, Ürgüp, Göreme, Uçhisar, Ortahisar, Çavuşin örnek olarak verilebilir. Bizim en çok haşır neşir olup gezimizin merkezi olan şehir Göreme oldu.
Kapadokya bölgesine toplamda 2 kere gittik. Yine olsa yine gideriz 🙂 Her iki gezimizde de konaklamamızı Göreme’de yaptık. Eğer siz de bir Kapadokya gezisi planlıyorsanız konaklamanızı Göreme‘de yapmanızı öneririz. Hem gezilecek yerlere olan yakınlığı, hem de geceleri ve gündüzleri yapılacak aktivitelere en yakın şehir Göreme.
Biz kendi gezimizin kronolojisini izleyerek size biraz Kapadokya’dan bahsedeceğiz.
İlk gün saat 15:00 civarlarında Göreme’ye geldiğimiz için günün geri kalanını da değerlendirmek adına Avanos‘a doğru yola çıktık. Biz önceki gezimizde bisiklet kullanarak gezmiştik. Bisiklet kullanarak da Göreme ve çevresinde oldukça fazla yer görmeniz mümkün ama çok uzak olmasa bile Avanos gibi şehirler için araç kullanmak şart. Aracımızla 10-15 dakika içerisinde kendimizi Avanos çarşısında bulduk.
Avanos içinden Kızılırmak geçen, Sallanan Köprü‘sü ve kilden Çömlek Yapımı ile meşhur bir şehir. Şehrin içinde bulunan bir çok çömlek atölyesinde kendi çömleğinizi kendiniz yapabilirsiniz, isterseniz usta ellerden çıkmış kilden eserleri de satın alabilirsiniz. Biz de tabi ki ustanın yardımıyla ufak bir kahve cezvesi yaptık. Avanos’ta hangi çömlek atölyesine gitmeliyiz diye sorarsanız size bizim de gittiğimiz Chez Galip atölyesini öneririz. Aralarından en otantiği ve en meşhuru burası. Üstelik içerisinde binlerce tutam saçın bulunduğu bir Saç Müzesi bulunuyor. Buraya gelen her kadın saçından bir tutam kesip adını ve iletişim bilgilerini yazıp duvara yapıştırıyor ve müzeye katkı sağlıyor. Müzenin başlangıç hikayesi Galip Usta ile Hollandalı bir kadının aşkına dayanıyor fakat asıl hikayeyi gidip orada dinlemeniz için burada bahsetmeyeceğiz 🙂
Avanos’ta Sallanan Köprü‘den geçip Kızılırmağın kenarında gün batımını izledikten sonra yolumuzu tekrardan Göreme’ye çeviriyoruz.
Göreme’de sahibi Aysel Teyze ve kızının işletmekte olduğu My Mother’s Restaurant‘ta akşam yemeği yemeye karar verdik. Buraya daha önceki ziyaretimizde de uğramıştık. Aysel Teyze’nin sıcak kanlılığı ve misafirperverliği sizi gerçekten de annenizin mekanındaymış gibi hissettiriyor. Üstelik yemekler de oldukça leziz. Fiyatları bize göre yüksek olsa da Göreme’deki çoğu restauranta göre ortalama kalıyor. Buraya kadar gelmişken bölgenin meşhur Testi Kebabı‘nı da tatmayı unutmayın. Kim bilir, belki iyi bir gezgin olursanız testiyi sizin kırmanıza izin verirler 🙂
Akşam Göreme’nin çarşısında ufak bir tur atıp yorulduktan sonra otelimize döndük ve derin bir uyku çektik. Göreme’de yazılacak ve görülecek bir çok mekan var. Biz bu yazıda sadece uğradıklarımızdan bahsedeceğiz.
Ertesi günün sabahı gün doğumuyla birlikte havalanmaya başlayan Sıcak Hava Balonları‘nı izlemeye Sultan Cave Suites otelinin çatısına çıktık. Otelini çatısı fotoğraf çekilmek için herkese açık, müşteri olmanıza gerek yok. Bölgenin en iyi manzaralarından biri bu otelin çatısında. Hafta sonu olduğu için fotoğraf çekeceklere özel kahvaltı konsepti biz geldiğimizde hazırlanmıştı bile.
Sıcak hava balonlarınının uçuşunu izlemek istiyorsanız tek yapmanız gereken gün doğmadan kendinize böyle güzel bir çatı bulmak olsun. Bir diğer güzel fotoğraflarıyla meşhur otel ise Rox Cappadocia. Fakat bu otel Göreme’ye çok yakın olan Uçhisar‘da yer alıyor.
Biz malesef Rox Cappadocia’nın manzarasını sadece fotoğraflardan gördük. Bir daha ki gidişimizde de balonları buradan izleriz diye düşündük. Ama kahvaltı için yine internetten güzel olduğunu duyduğumuz Rox Cappadocia’ya gittik. Aşağıdaki fotoğrafta bulunan 2 kişilik serpme kahvaltının fiyatı 80 TL. Oldukça doyurucu ve lezzetli bir kahvaltıydı. Özellikle ev yapımı reçellerine hayran kaldık.
Kahvaltımızı da yaptıktan sonra hedefimiz yeraltı şehirlerini görmekti. Ama hemen yolumuzun üstünde bulunan Güvercinlik Vadisi’ne uğradık. Burada ufak bir seyir alanı bulunuyor, hediyelik eşya dükkanları ve restaurant var. Ayrıca yürümeyi sevenlere uzunca bir trekking yolu bulunuyor. Biz günümüz bitmesin diye burada pek vakit harcayamadık ve yeraltı şehirlerine doğru yola çıktık.
Yeraltı şehirleri Kapadokya bölgesinde çoğu yerde mevcut. Bunlardan en bilinenleri Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehirleri. Biz ikisini de gezmeye vaktimiz yetmeyeceği için Derinkuyu Yeraltı Şehri‘ni hedef olarak belirledik. 2. Yüzyılda Romalı askerlerin yağmalarından kaçmak için kazılan bu 8 katlı yeraltı şehrini gezerken ağzınız açık kalacak, beliniz ise yamuk 🙂 Çünkü geçitteki bazı koridorlar oldukça dar, boyu biraz uzun olan ben için eğilmek çoğu koridorda yeterli olmadı. Klostrofobi, astım, bel fıtığı gibi hastalıklarınız varsa burayı es geçmenizi öneririz. Merdivenler de yorucu olabilir. Müze Kart ile ücretsiz gezebilirsiniz.
Derinkuyu Yeraltı Şehri‘nin hemen çıkışında ise büyük bir kilise bulunuyor. Kilisenin yerel adı Üzümlü Kilisesi. Bu kilisenin hikayesini işlerini gönüllü yaptıklarını söyleyen 2 tane ilkokul öğrencisinden dinledik. Kilise yalnızca Yunanlar geldiğinde açılıyor ve ayin yaptıktan sonra tekrar kilitleniyormuş. Biz de bahçesini gezip tekrardan aracımıza bindik.
Derinkuyu Yeraltı Şehri’nden sonraki durağımız Ihlara Vadisi oldu. Bu vadiye gitmeden önce bizi merdivenler konusunda uyarmışlardı. Tam da yeraltı şehrinde tırmandığımız merdivenlerden sonra Ihlara Vadisindeki 400 merdiven bizi oldukça zorladı 🙂 Sizin vaktiniz daha fazlaysa bu iki gezi noktasını ayrı günlere verebilirsiniz ya da bizim gibi tek günde yorulmak yok gezmeye devam diyerek bitirebilirsiniz.
Ihlara Vadisi 14 kilometre uzunluğunda bir trekking merkezi. Aksaray’dan dolmuşla da ulaşım mümkün. Yaz-kış çok güzel manzaralara ve fotoğraflara ev sahipliği yapıyor. Vadi boyunca 105 tane kilise bulunuyormuş (biz saymadık). Merdivenlerden indikten sonra vadinin içinden 1.5 kilometrelik bir yürüyüşten sonra soluğu çay bahçesinde aldık.
Ihlara Vadisi’nde çay bahçesinde biraz dinlenip manzaranın keyfini çıkardık. Acıktığımız için gözleme yeriz hayaliyle gelmiştik ama biz geldiğimizde yalnızca tostları kaldığı için tost yedik, çayımızı içtik. Ördek sesleri eşliğinde yarım saat kadar burada dinlendikten sonra dönüş yoluna koyulduk.
Merak edenler için aracınızla Ihlara-Derinkuyu-Uçhisar-Göreme şeklinde rota izlerseniz hem sakin hem de güzel manzaralı 90-100 kilometrelik bir yoldan gitmiş olursunuz.
Ertesi gün olabildiğince erken kalkıp soluğu kaldığımız otel olan Harman Cave otelin çatısına çıktık. Kalacak otel arıyorsanız kaldığımız oteli öneririz biz memnun kaldık. Özellikle özel bir gün için gidiyorsanız peri bacası odasına hayran kalırsınız. Çatıdan balonları izleyip son fotoğraflarımızı da çektikten sonra otelden çıkış yaptık.
Otobüsümüz 17:00’deydi, bu yüzden biran önce gezebildiğimiz kadar gezelim dedik. Rotamızı önce Avanos (kil cezvemizi aldık), ardından Ürgüp oldu. Ürgüp’e giderken yol üstünde turist kafileleriyle birlikte bir kaç yer daha gezdik. Paşabağ Rahipler Vadisi de yol üstünde görmeniz gereken yerler arasında. Yol üzerinde bir kaç güzel manzaralı yerde fotoğraf çektikten sonra Ürgüp‘e vardık.
Ürgüp‘te gidilecek yerlerden kendimize bir liste çıkardık ve bir kısmını eleyip sadece vaktimizin yeteceklerine gitmeye karar verdik. İlk durağımız Temenni Tepesi oldu. Temenni Tepesi’nden tüm Ürgüp’ü panoramik olarak görebilirsiniz. Biz açıkcası buraya daha büyük “temennilerle” gitmiştik, o yüzden biraz hayal kırıklığına uğradık. Buradan sonraki durağımız hemen yakınında bulunan ünlü Asmalı Konak oldu. Türkiye’de yaşayıp da Asmalı Konağın adını duymayan sanırım pek yoktur. Bir zamanlar Özcan Deniz ve Nurgül Yeşilçay’ın başrollerinde oynadığı “Asmalı Konak” dizisinin çekildiği konak. Aradan yıllar geçmesine rağmen bu konak günümüzde hala yerel turistik değerini koruyor. En azından Türkler arasında.
Buraya kadar gelmişken Asmalı Konağa yürüme mesafesindeki Turasan Şarap Fabrikası‘na da uğrayıp meşhur Kapadokya şarabı aldık. Ürgüp’ten sonra Ortahisar‘a doğru yola koyulduk.
Yol üzerinde Üç Güzeller olarak bilinen meşhur peri bacalarında da durup fotoğraf çekildik.
Üç Güzeller‘den sonra yolumuza devam ettik. Tekrardan yol kenarında gördüğümüz bir tabela bizim rotamızı değiştirdi. Ortahisar’a girişte Kızılçukur Vadisi girişini gördük. Normalde Kızılçukur Vadisi’ne gün batımını izlemeye gelinir fakat bizim o kadar vaktimiz yoktu. Siz buraya gelecekseniz saatini gün batımına göre ayarlamanızı öneririz. Kızılçukur Vadisi’nde de trekkingçiler için de bir rota bulunuyor.
Ayrıca yol üstünde yeni bir dizinin çekim ekibini de gördüğümüzü söyleyelim. Sezen Aksu’yu uzaktan da olsa görme imkanına eriştik böylece 🙂
Kızılçukur Vadisi’nden sonra nihayet Ortahisar‘a ulaştık. Ortahisar’da meşhur Ortahisar Kalesi‘ni gezelim dedik. Buraya da giriş için 2 TL verdikten sonra tekrar bir merdiven çıkışı yaptık. Kalenin en tepesine çıkmak yasak fakat bir yerine kadar dik merdivenlerle çıkabiliyorsunuz. Çıkılan yerden kısa bir şehri izledikten sonra arabamıza binip göreme yoluna girdik.
Göreme’ye giderken Uçhisar’ı da geçtikten sonra O Ağacın Altı adında meşhur bir seyir tepesine uğradık. Burada da türk kahvemizi içtik sonra Göreme’ye devam ettik.
Yol öncesi yemeğimizi ise internetten bulduğumuz Nostalji Restaurant‘ta yaptık. Mantısının tadı hala damağımızda. Mekan yazısını yazdığımızda buraya linkini ekleriz.
Her yeri gezdikten sonra otogarda servisimizi beklemeye koyulduk. Bu sırada da otogarın içinde bulunan Coffeedocia‘da soğuk içeceklerimizi yudumladık. Ve finalimizi yaptık.
Kapadokya bölgesinde bizim bu yazıda bahsetmediğimiz ama daha önceki gezimizde gittiğimiz yerlere de uğramanızı öneririz. Gezmek için en uygun zamanlar havanın çok sıcak ve çok soğuk olmadığı yani ilkbahar ve sonbahar zamanları diyebiliriz. Kar manzarası için gelmek isterseniz kışın da gidebilirsiniz tabi. Karasal iklim olduğu için yazın güneş tepedeyken dışarı adım atmak işkence haline geliyor.
Sizin için Kapadokya’da Gezilecek Yerler diye bir liste yapacak olursak;
KAPADOKYA’DA MUTLAKA GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER
- Göreme Açık Hava Müzesi
- Zelve Açık Hava Müzesi
- Paşabağ Rahipler Vadisi
- Uçhisar Kalesi
- Güvercinlik Vadisi
- Ortahisar Kalesi
- Derinkuyu Yeraltı Şehri
- Chez Galip (Avanos)
- Ihlara Vadisi
- Kızılçukur Vadisi (Gün batımı)
- Aşk Vadisi
- Çavuşin Köyü
- Üç Güzeller
Aklımıza gelenler bunlar. Bunların dışında çok fazla ufak ama ilgi çekici yer bulunmakta tabi. Onlara da vakit ayırın. Gezmek için ideal gün sayısı dolu dolu gezecekseniz 3-4 gün. Ama bize kalsa 1 hafta bile az gelirdi. Bir de gitmişken Balon Turu, At Turu, ATV Turu yapmanızı da tavsiye ederiz. Balon turu fiyatları son zamanların en düşüğü olduğunu da belirtelim. (Kişi başı 150-250 TL arası)
Yazımız burada son buluyor. Umarım yardımcı olabilmişizdir. Umarım yazımızı beğenmişsinizdir. Her türlü sorunuzu merak ettiğiniz konuları sitede bulunan “İletişim” kısmından bize sorabilirsiniz. En kısa zamanda maillerinize geri dönüş yapmaya çalışıyoruz. Herkese bol gezmeli günler dileriz 🙂
