Blogs

Türk kahvesi sevenlerin bildiği 10 önemli detay. (Kahveciler buraya)

Kokusu, tadı ve sunumuyla nesilden nesile aktarılan Türk Kahvesi, sevenleri tarafından titizlikle korunmaya ve geleneklere sadık kalınarak yeni nesillere aktarılmaya devam ediyor.

Türk kahvesi sevenlerin bildiği 10 önemli detay

Türk kahvesi kültürü ve geleneği, kahvenin İstanbul’da kahvehanelerde servis edilmeye başlandığı 16. yüzyıla kadar uzanıyor.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde, 16. yüzyılda, Yemen Valisi Özdemir Paşa, Yemen’de içtiği ve çok sevdiği kahveyi İstanbul’a getirir.

Kahve, kısa zamanda büyük ilgi görüp saray mutfağında yerini alır ve saray görevleri arasına “kahvecibaşı” adında bir de rütbe eklenir.

Kaliteli bir kahve, kavrulma ve öğütülme aşamasındaki başarısıyla kendini gösterir ve bu yüzden sevenleri daha ilk yudumda farklı kahve markalarını ayırt edebilir.

Özel bir tadı, köpüğü, kokusu, pişirilişi, ikramı olan Türk Kahvesi çok ince öğütülür, bir cezve yardımıyla su ve isteğe göre şeker ilave edilerek pişirilir.

Küçük fincanlarla servis yapılır. İçilmeden önce telvesinin dibe çökmesi için kısa bir süre beklenir. Son olarak, bir bardak su ve Türk lokumuyla servis edilir. Sevenleri için bu yöntemler titizlikle uyulması gereken yazılı olmayan kurallardır.

Türk kahvesi yapımı ve geleneği nesilden nesile doğal bir şekilde aktarılır. Yeni nesil bir önceki nesilden kahve yapım ve sunumunu yazılı olmayan kurallarıyla öğrenir ve gelecek nesile taşır.

Kahve hazırlamada kullanılan geleneksel yöntemler, sanatsal değeri olan, cezve, fincan, havanlar gibi özel araçların ve gümüş takımlarının gelişimine yol açmıştır.

Günümüzde artık cezve yerine Türk Kahvesi yapabilen makinalar mutfakta yer almaya başladı. Kahvenin tadı, kokusu ve yoğunluğu konusunda hassas olan kahve sevenler bu tip makinaların arasındaki farkı çok iyi hissederler.

Türk kahvesi severler için kahve, asla sohbete bahane olarak sunulamaz. Kahve içimi, tadı ve sunumuyla başlı başına özel bir ritüeldir.

Sade, orta, şekerli ve çok şekerli kahve içmeyi sevenler, içtikleri kahvenin tadına inanılmaz derecede sadıktırlar, en ufak bir tad değişimini hemen hissederler.

İstanbul kedileriyle ünlü olduğu kadar Türk kahvesiyle de dünyaca ün kazanmıştır.

İstanbul’u 19. yüzyılda ziyaret etmiş ve bir süre burada yaşamış olan İtalyan gezgin Edmondo de Amicis ise İstanbul’daki kahve tutkusunu şöyle anlatır: “Galata Kulesi’nin ve Beyazıt Kulesi’nin tepelerinde kahve vardır, vapurlarda kahve vardır, mezarlık içinde kahve vardır, resmi dairelerde kahve vardır, hamamlarda kahve vardır, çarşı içinde kahve vardır. İnsan İstanbul’un neresinde bulunursa bulunsun, etrafına hiç bakmadan sadece bağırması yeterlidir “kahve !” üç dakika sonra önünüzde bir kahve tütmeye başlar.”

Kahve içildikten sonra muhakkak fincan kapatılıp el hüneriyle bir tur döndürülerek ters çevirilir. Geleneklere göre kahve falı hep iyi şeylerin habercisi olur.

Kaynak: www.hurriyet.com.tr

What's your reaction?

Excited
0
Happy
0
In Love
0
Not Sure
0
Silly
0

You may also like

Leave a reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

More in:Blogs