
2024 yılı küresel emtia piyasaları için unutulmaz bir yıl oldu. Altın, petrol ve endüstriyel metaller gibi geleneksel yatırım araçları gündemdeki yerini korurken, asıl sürprizi hemen her gün tükettiğimiz iki ürün yaptı: kahve ve kakao. Arzda yaşanan ciddi düşüşler ve küresel ticarette tırmanan gerilimlerin yarattığı “kusursuz fırtına,” bu iki tarımsal emtiayı yılın en çok kazandıranları arasına sokarak rekor seviyelere taşıdı. Peki, sabah kahvemizin ve keyifli anlarımıza eşlik eden çikolatanın ham maddeleri nasıl oldu da birer yatırım aracına dönüştü?
Kakao Krizi: Batı Afrika’dan Gelen Arz Şoku
2024’teki emtia rallisinin başrolünde hiç şüphesiz kakao vardı. Fiyatlar, Londra ve New York borsalarında tarihi zirveler görerek yıl içinde %150’yi aşan artışlar kaydetti. Bu benzeri görülmemiş yükselişin temel nedeni, küresel kakao üretiminin yaklaşık %70’ini karşılayan Batı Afrika ülkeleri Fildişi Sahili ve Gana’da yaşanan derin arz krizidir.
Bu krizin arkasındaki faktörler ise birbiriyle bağlantılı:
- İklim Değişikliği: Bölgeyi etkisi altına alan anormal hava koşulları, hasatlara büyük darbe vurdu. Önce şiddetli yağışların yol açtığı seller ve hastalıklar, ardından gelen kuraklık, kakao ağaçlarının verimini dramatik bir şekilde düşürdü.
- Hastalıklar: Özellikle “şişkin sürgün virüsü” (CSSVD) gibi hastalıklar, zaten yaşlanmış olan kakao ağaçları arasında hızla yayılarak binlerce hektarlık alanı üretim dışı bıraktı.
- Yetersiz Yatırım: Yıllardır düşük seyreden kakao fiyatları nedeniyle çiftçilerin yeni ve daha dayanıklı fidanlara yatırım yapamaması, mevcut krizi daha da derinleştirdi.
Bu faktörlerin birleşimiyle küresel piyasada ciddi bir arz açığı oluştu. Talebin arzı fersah fersah aşması, fiyatları spekülatif alımlarla birlikte roket hızında yukarı çekti. Sonuç olarak, dünyanın en büyük çikolata üreticileri ham madde maliyetlerinde eşi benzeri görülmemiş bir baskıyla karşı karşıya kaldı ve bu durumun tüketici fiyatlarına yansıması kaçınılmaz hale geldi.
Kahve Piyasası: Vietnam ve Brezilya’dan Gelen Endişe Verici Haberler
Kakaonun gölgesinde kalsa da kahve de 2024’ün kazananları arasındaydı. Özellikle hazır kahve ve espresso karışımlarında yoğun olarak kullanılan Robusta kahve türünün fiyatları rekor seviyelere ulaştı. Bu yükselişin arkasındaki ana neden, dünyanın en büyük Robusta üreticisi olan Vietnam’da yaşanan şiddetli kuraklıktı. Aylarca süren yetersiz yağışlar, kahve tarlalarını kuruttu ve rekolte beklentilerini ciddi ölçüde düşürdü.
Diğer yanda, dünyanın en büyük kahve üreticisi olan Brezilya’da da iklim endişeleri fiyatları yukarı yönlü baskıladı. Hem Arabica hem de Robusta tarlalarını etkileyen düzensiz hava koşulları, küresel kahve arzının geleceğine dair belirsizlikleri artırdı.
Küresel Ticaretin Rolü ve Sonuç
Arz problemlerine ek olarak, küresel ticaretteki gerilimler de yangına körükle gitti. Artan navlun maliyetleri, Kızıldeniz gibi önemli ticaret yollarında yaşanan jeopolitik gerilimler ve lojistik darboğazlar, ürünlerin üreticiden tüketiciye ulaşmasını hem daha maliyetli hem de daha riskli hale getirdi.
Fiyatlardaki bu sert yükseliş, kahve ve kakaoyu finansal piyasalarda popüler bir spekülasyon aracına dönüştürdü. Fiyatların daha da artacağı beklentisiyle piyasaya giren yatırımcılar, mevcut fiyat artışlarını daha da hızlandıran bir domino etkisi yarattı.
Sonuç olarak, 2024 yılı bizlere günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan ürünlerin ne kadar kırılgan tedarik zincirlerine sahip olduğunu acı bir şekilde gösterdi. İklim değişikliğinin tarımsal üretim üzerindeki yıkıcı etkileri, jeopolitik risklerle birleştiğinde, bir fincan kahvenin veya bir parça çikolatanın maliyetinin nasıl küresel bir ekonomik göstergeye dönüşebileceğini kanıtladı. Tüketiciler için daha yüksek fiyatlar anlamına gelen bu süreç, aynı zamanda sürdürülebilir tarım uygulamalarına ve iklime dayanıklı ürünlere yatırım yapmanın ne kadar acil ve kritik olduğunu tüm dünyaya hatırlattı.